DADALOĞLU
“İskân ve İsyan” gibi iki tabir ile özetlenebilecek şiirleriyle tanınan Dadaloğlu, 19.yy Türk halk şiirinin önde gelen isimlerindendir. Dadaloğlu’nun yaşadığı kanar-göçer hayat, iskân konusunda Osmanlı Devleti ile düştüğü ayrılıklar şiirlerinin ana temasını oluşturur. Bu sebepledir ki lirik şiirlerinde bile doğal hayata dair unsurlar ve kavga yüklü betimlemeler görülmektedir. Halk bilimciler Dadaloğlu’nun şiirlerini “sevda şiirleri”, “yurt güzellemeleri” ve “kavga şiirleri” olarak üçe ayırmışlardır. Şiirlerdeki dil ve üslubu Dadaloğlu’nun yaşadığı coğrafya ve dönem ilişkisi ile açıklamışlardır. Bu çalışmada ise yaşanılan coğrafya-dönem ilişkisiyle birlikte Dadaloğlu, mensup olduğu Âşık Tarzı Türk Halk Edebiyatı geleneği içerisinde değerlendirilmiştir. Makalede, “göçer âşık” olarak Dadaloğlu’nun “yerleşik âşık”lardan farklılık gösterdiği, bu farklılıkların da “üslup” ile tespit edilebileceğine yer verilmiştir. Tek şiirden yola çıkarak Dadaloğlu’nun üslubu hakkında bütüncü bir yorum yapmak zor olacağından çalışmada Sakaoğlu’nun Dadaloğlu kitabındaki tüm şiirler incelenmiştir ESERLERİ HER SABAH SEYRAN GEZERKEN
Her sabah, her sabah seyran gezerken
Iras geldim selvi boylu fidana
Top top olmuş kirpikleri bölünmüş
Hoş benzettim samur kaşlar kemana
Al yanağın elmas m’ola kar m’ola
Capraz vurmuş düğmeleri dar m’ola
Acep mislin şu cihanda var m’ola
İnsem gitsem Hindistan’a Yemen’e
Eliftir kirpiği İra’dır kaşı
Bu güzellik sana Mevla bağışı
Arasam cihanda bulunmaz eşi
Hiç mislin gelmemiş devr-i zamana
Dadaloğlum der de, hûbların hası
Ferhat’ın Şirin’i Mecnun Leyla’sı
Aklım eğlencesi gönlüm yaylasi
Bir yel esti başımdaki dumana
KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİ
Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir
Belimizde kılıcımız Kirmani
Taşı deler mızrağımın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın, dağlar bizimdir
Dadaloğlu’m birgün kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koçyiğitler yere serilir
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir
YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEYİ DOLANDIM
Yedi iklim dört köşeyi dolandım
Meğer dünya her tarafta bir imiş
Ben dünyayi Al’Osman’ın sanırdım
Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş
İrili ufaklı insan piç oldu
Onlar doğdu geçinmesi güç oldu
Altı Arap atı şahbaz nic’oldu
Mamur sandım yalan dünya çürümüş
Okuduğun tutmaz oldu alimler
Kalktı da adalet arttı zulümler
Terlemeden mal kazanan zalimler
Can verirken soluması zor imiş
Kulak verdim dört koşeyi dinledim
Meğer gıybetimi eden coğ imiş
Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden
Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş
Dadaloğlu’m der ki sözüm vasiyet
Benim sözümü dinleyene nasihat
Besmelesiz kazanılan piç evlat
O da dünyada ziyankar imiş
YİNE TUTTU GAVUR DAĞ’IN BORANI
Yine tuttu Gavur Dağ’ın boranı
Hançer vurup açarlardı yaramı
Sana derim Mıstık Paşa ereni
İçindeki bunca beyler nic’oldu
Sabahaca kandilleri yanardı
Soytarılar fırıl fırıl dönerdi
Ha deyince beşyüz atlı binerdi
Sana inip konan beyler nic’oldu
Ağlayı ağlayı Dadal’ım söyler
Vefasız dünyayı şu insan n’eyler
Bir yiğidi bir kötüye kul eyler
Şimd’en sonra yaşaması güç oldu
Yorumlar
Yorum Gönder